29 Haziran 2012 Cuma

İki Sınav Arası, Boyama Molası...

          Bütünlemeler başlamadan bir kaç gün önce yine Friendfeed!e göz atmak için bilgisayarı kucağıma aldığım anda, gözüme çarpan ilk feedde Şu arkadaşa sor diyerek benim adımın verildiğini gördüm. Arkadaş, tişörte yaptırmak için beğendiği bir tasarımı nasıl yaptırabileceğini soruyordu. Sağolsun beni tanıyan bir arkadaş da benim ismimi verip ona yaptırabilirsin diye yazmış. O sırada feede ben damladım tabi :)
          Arkadaşla özel olarak görüşüp, Nasıl yapılacağı konusunda anlaştıktan sonra sınav haftamın geçmesini bekledim. Aslında bütün sınavlarımın biteceği 8 Temmuzdan sonra yapacaktım fakat boyama işi aynı zamanda da hobim olduğu için, yaparken de stres attığım için dayanamadım sınav haftamın ilki geçtikten sonra dün gece başladım yapmaya ve bu gün akşam üzeri bitirdim.
          Her ne kadar yapımı sırasında sürekli masada oturmam gerektiğinden ve masaya eğilerek çalıştığımdan sağım solum ağrısa da bu çalışmada beni en çok zorlayan yazdığım yazının Türkçe karşılığının ne olduğu sorularına cevap vermek oldu. Müstakil bir binada dayımlar ve dedemler ile birlikte oturuyor olmamız sebebiyle oldukça kalabalık bir aileyiz diyebilirim. Gün içinde de sürekli görüştüğümüz aile bireylerinin her biri teker teker ve hatta yeğenler bir çok defa bu İngilizce yazının ne anlama geldiğini sordular ben boyarken. Teknik bir bilgi kullanılarak hazırlanmış bir espri olduğunu tahmin ettim fakat o teknik bilgiyi bilmediğimden espriyi ben de anlamadım açıkçası :) Tabi yazılan yazının Türkçe anlamı oldukça basit ama asıl espriyi bilmeden bu diyaloğun ne amaçla yapıldığı ve tişörte yazılacak ne gibi bir özelliği olduğu anlaşılamıyor.
          İlk başlarda ne demek olduğunu bilmiyorum cevabıma "İnsan ne yazdığını bilmez mi yahu" gibisinden tepkiler alınca, kendimce bir anlam yükledim diyaloğa ve herkese bu şekilde açıkladım. İşte yazının anlamı ve esprisine mecburen yüklediğim anlam: " Oturan adam bana bir sandviç yap diyor ayaktakine, ayaktaki de git kendin yap diyor. Oturan adam biraz daha kibarca ve ayaktaki adamın ismiyle hitap ederek isteğini tekrarlayınca bu sefer yapmayı kabul edip tamam diyor." Nasıl, Güzel açıklama olmuş ama di mi? :)) İşte bu da acaba gerçekten neymiş bu işin esprisi diye arkadaşa sorup öğrendiğim gerçek anlamı: "Linux'da iki tür kullanıcı hesabı var. Normal kullanıcı ve Süper kullanıcı. Normal kullanıcı kısıtlı yetkilere sahip. Mesela donanıma müdahele edemez vs. Süper kullanıcı her türlü değişikliği yapabilir. Normal kullanıcı komut satırında, (MSDOS gibi) herhangi bir komutun önüne "sudo" koyarsa, bu komut süper kullanıcı tarafında çalıştırılmış gibi değerlendirilir(şifre girmek kaydıyla). Dolayısıyla pek bir yetkisi olmayan normal kullanıcı, komutların başına "sudo" koyarak süper kullanıcı olur ve istediği herşeyi yapabilir. Başta sandviç yapmayı reddeden adam isteğinin başına "sudo" koyunca yapmak zorunda kalıyor."
          Her ne kadar gerçek espri ile benim açıklamam arasında pek bir benzerlik olmasa da, gün boyu gelen "Burada ne demek istiyor?" sorularına tatmin edici bir cevap oldu ve beni "Nasıl bilmezsin ne yazdığını?" tepkilerinden kurtardı :)

5 yorum:

  1. Cihan döktürmüşsün yine :) Emeğine sağlık bro :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eyvallah kardeşim sağolasın. Mühendis olduğuna göre, artık sana da bir mühendis tişörtü lazım di mi :)) Şöyle makineci olduğunu belirten bir çalışma siparişi de senden alırız :))

      Sil
  2. ya ne kadar tıtz calısıyorsunuz ? cok özenıyorum cok orjınal

    YanıtlaSil
  3. neslihan_kocak@hotmail.com.tr mail atarsanız benı cok mutlu edersınız sormam gereken bir kaç sorum olacak çalışmalarınızla ılgılı. sevgiler

    YanıtlaSil
  4. ben photoshopta çalışıp tishoda bastırıyorum çok daha kolay oluyo:))

    YanıtlaSil

Bu Çalışmayla İlgili Düşüncelerinizi Paylaşın...