26 Aralık 2011 Pazartesi

Öğrencime Ufak Bir Hediye

                Geçtiğimiz cumartesi yine İngilizce dersi için Berk’in evindeydim. 4. Sınıf öğrencisi olduğunu hatırlatıvereyim arada.  Okuldan verilen ödevlerini yapıyoruz öncelikle. Genellikle kendisi yapıyor ama ufak tefek müdahalelerde bulunmam gerekebiliyor hataları için.
                Yine ödevini yapıyorduk. Bir önceki hafta 15 soruluk kısmın 13. Sorusunda iddiaya girelim mi Cihan abi, hepsini doğru yaparım dediğinde kabul etmemiştim zaten 13 ünü beraber kontrol ederek yaptık diye. J Bu hafta 23 soruluk kısmın başında hadi bakalım kaç doğru çıkarırsın diyerek hedef belirlemek istedim kendisine. Hedefli başlayınca daha bir dikkatli yapıyor çünkü. 21 doğru yaparım en az dedi. Tamam hadi bakalım başla dediğim de gözleri parlayarak; “İddiaya giriyor muyuz?” diyerek baktı gözlerime. Kabul ettim, kaybetsem de zaten bir el emeği hediye vermeyi planladığımdan. 23 soruyu tekrar tekrar kontrol ederek tamamladı ve kontrol ettiğimizde 21 doğrusunun çıktığını gördüğündeki sevinci görülmeye değerdi. J Dersimiz bittiğinde de annesinin yanına koşarak bu müjdeyi; “Anne, Cihan abim bana borçlu” diyerek verdi. 1,5 yıldır keyifle ders yaptığım bu zeki ve samimi öğrencime el emeği ufak bir hediye hazırlamamın çok anlamlı olabileceği düşüncesiyle bu çalışmaya giriştim. Daha önce tişört üzerine boyamalar yapmıştım. Bu sefer masa üzerine koyulabilecek ayaklı tarzda bir çalışmaya imza attım ilk kez. Ayrıca kullandığım malzemeler de tamamen geri dönüşüm ile ortaya çıktı. Kartonu artık kartondan, kumaşı da eski gömleğimden. J Berk ile ilgili daha önce kaleme aldığım yazıma da buradan ulaşabilirsiniz.




1 Kasım 2011 Salı

Ufak Görünen Büyük Dostluğa, Büyük Görünen Ufak Bir Hediye

               Kimi insanı uzun yıllar görüşüp konuşmanıza rağmen tanıyamayabilir ama kimilerini de kısa bir an görseniz dahi gözlerindeki ve dilindeki samimiyetten kişiliğini çok rahat tahlil edebilirsiniz. Uzun uzun konuşup birbirinizi tanımanıza gerek yoktur, çünkü samimi, dürüst ve haksızdan sözünü sakınmayan insanın her sözü kişiliğinin aynasıdır. Hayatımda çok az insan hakkında bu kadar kısa sürede öylesine fazla fikir sahibi olmuşumdur.
               Dost illaki yanınızda yakınınızda veya istediğinizde görüşebilecek kadar yakınlarda olmayabilir. Hatta bir daha hiç görüşemeyecek bile olabilirsiniz. ne olursa olsun bunların hiç birisi kıymetli insanın kıymetinin bilinmeyeceği anlamına gelmez. Bir konuda, olayda karşısındakine "ne der acaba" diye düşünmeden haklıysa haklı haksızsa haksız diyebilen bir kız arkadaşa ilk kez rastladım. Kimileri vardır "Patavatsız" derler bizim oralarda, ağzına her geleni saçma sapan da olsa söyler. Kastettiğim arkadaşı patavatsızlarla karıştırmamak lazım. Sözünü seçerek sarf eder fakat ne olursa olsun hiç bir zaman "aman kırmayayım" diyerek beklenilen cevabı verme kaygısı gütmez. Merttir kısaca...
               Uzattım biraz ama, anlatılmayacak kadar basit birisi olmadığı gibi anlattığım kadar da basit değil. Bahsi geçen arkadaşım sevgili "Özlem". En yakın arkadaşımın en yakın arkadaşı olması vesilesi ile daha önce birkaç arkadaş görüşmelerinde tanışıp konuşmuştuk. Okulunu bitirdi ve şu sıralar kapadokya (yanlış hatırlamıyorsam tabi) civarında gezilere rehberlik etmekle meşgul. Merakı nereden gelir sorma fırsatım olmadı ama atlara oldukça fazla bir merakı olduğunu öğrendim. Hayranlık seviyesini çoktan aşmış bir durum :) Böyle kıymetli bir arkadaşa verilmek üzere, arkadaşımın ortaya atması ve benim de memnuniyetle yapmak istemem üzerine bu hediye çalışmam çıktı ortaya. Bu gece 1 sıralarında başlayıp 4:30 da tamamladım ve birkaç güne kadar da kendisine ulaşması için kargolamış olacağım. Böylesine açık yürekli bu insanla belki de bir daha karşılaşma fırsatımız olmayacak, inşallah hayatında başarı, mutluluk, huzur ve mertlik her zaman onunla olur. Tişörtle de bir fotoğrafını bekliyoruz tabi ki :)) özlem akyüz

20 Nisan 2011 Çarşamba

Sevginin En güzel İfadesi El Boyama Tişört Hediyesi

Yakın arkadaşlarımdan biri yaptığım tişört boyama çalışmalarını görünce çok sevdiği kız arkadaşı için de el boyama tişört hazırlamamı istedi. Peki olur dedim. Tişörtleri sen al tasarımını da nasıl bir şey istiyorsun karar ver hemen başlayayım diye konuştuk. kendi yaptığım örneklerden birini beğendiğinden aynısını istedi, istediği renkleri yazı karakterini şeklini de kararlaştırıktan sonra aldığı tişörtleri getirdi ve yoğun bir çalışma sonucunda iki sevgilinin aşklarını ifade eden ve üzerinde yazanlar itibariyle uzun süre unutulmayacak bu çalışmamız ortaya çıktı. Tişört üzerindeki "NİHAYET" kelimesi hediye edilen bayanın ismi, diğer tişört üzerindeki tarih ise tanışma tarihleri olarak hediyeyi daha anlamlı kılıyor.

Anjelika Akbar'a Hediye Edilen Çalışmam

Her zaman ki gibi akşam Friendfeed de dolaştığım bir sırada rastladım Nukhet hanımın yardım feed'ine. kumaşa nasıl ve nerede istediğim bir deseni işletebilirim diyordu. Son zamanlarda da boyama işine iyiden iyiye ilgilenmeye başladığımdan dikkatimi çekti. Konuştuk kendisiyle, neler istediğini sordum öncelikle, baktım kumaş boyama ile istenilenleri yapabiliceğim, isterseniz şu şekilde boyayarak yapabilirim şöyle olur böyle olur diye konuştuktan sonra anlaştık. Nukhet hanım ertesi gün mutfak önlüğü alarak bana kargoladı. okuldan gelince oturdum hemen şablonu hazırlamaya koyuldum. Şablonu hazırladığım sırada ev arkadaşım geldi odama. Hayırdır yeni çalışmamı falan derken bakayım ne yazıyor orada deyip şablonda ki "Anjelika Akbar" yazısını görünce bir an şaşırdı. Ne oldu niye şaşırdın soruma "abi sen Anjelika Akbar'ı tanıyormusun?" diye şaşkın bir ifadeyle karşılık verdi. Bir an ben de işin acele olmasından dolayı Anjelika Akbar kimdir diye hiç düşünmeden şablonu hazırlamaya koyulduğumu farkettim. Tanımadığımı söylediğimde onun çok ünlü bir piyanist olduğunu söylemesiyle bu sefer şaşırma sırası bendeydi. Hemen yazdım google'a ilk sırada kendi sitesi vardı girip biyografisine baktığımda hakikatende arkadaşın şaşırmakta haklı olduğunu, farkında olmadan çok değerli birisine verilmek üzere çok önemli bir hediyeyi hazırlamakta olduğumu düşünerek biraz endişelendiysem de iki günlük yoğun bir çalışmanın ardından bitirip Nukhet hanıma gönderdim. Kendisi de Anjelika hanıma hediye ettiğinde yaşananları anlatarak beni böyle güzel bir hediyeye ortak etmenin yanında bir kat daha mutlu etti.

18 Mart 2011 GS-FB Derbisi anısına

Gerçi bu çalışmayı derbiden önce hazırladım ama derbiyi de kazanmamızdan dolayı derbiye ithaf edeyim bari. zira Galatasaraylı arkadaşlar biraz üzülselerde çok güzel bir maç izledik ve arenanın ilk galibiyetinin yanı sıra kendimiz için çok önemli bir galibiyet aldık. Neyse spor yorumcusu gibi hissettim kendimi:)

Teyzeme Doğum Günü Hediyesi

Tam "1stANBUL" yazılı tişörtümü bitireli bir hafta olmuştu ki teyzemin doğum gününün geldiğini farkettim. Hazır elimizi boyalara bulaştırmışken ve de el emeğinin kıymeti, verilen hediye ne olursa olsun en değerlisi olacağından yola çıkarak, biricik ve çok sevdiğim teyzeme bir el boyama hediye yapabilirim diye düşündüm. Kararı verdim evet el boyama ideal bir hediye olacaktı. Hemen ne yapabilirim düşüncesi ve araştırmalarına daldım ve kararı verdim. onu ne kadar çok sevdiğimi ifade edecek bir çizim ve yazıyı tişörte yansıtırsam çok sevinecek ve bu hediyem unutulmazları arasında baş köşeye oturacaktı, bundan eminim. Evet bu düşüncelerden sonra ortaya çıkan çalışmamın resimlerini burada görüyorsunuz ama kendisi çoktan teyzemin eline geçip yüzünde muhteşem bir gülümseme oluşturdu bile.

Deneme bir iki...

uzun bir aradan sonra ilk boyamamı arkadaşa yapınca tekrar başlayayım dedim boyama işine, malzemelerimi toparladım birkaç boya aldım fırçalarımı temizledim derken bir deneme çalışması yapayım dedim. biraz baktım internet ortamındaki tişörtlere, onu incele bunu incele derken son zamanların moda tasarımı "1stANBUL" yazısını yazıp kendim e giyecek farklı bir tişört yapsam hiç de fena olmaz kanaatiyle daha önce aldığım beyaz tişörtü serdim önüme, açtım en güzel türküleri bilgisayardan, fırçayı daldırdım boyaya başladım fırçayı sallamayaaa...

Uzun Bir Aradan Sonra Boyamaya Dönüş...

Bir önceki yazıda bahsettiğim ilk çalışmamdan sonra birkaç sene kadar kumaş boyamaya ara verdim. Kumaş boyamayı çok sevmeme rağmen neden bu kadar uzun bir süre ara verdim ben de bilmiyorum ama bir sonbaharın kapalı yağmurlu ve 29 ekim nedeniyle tatil olduğu bir günü camın önündeki masamda internette takılırken ilham geldi bir anda. 4 yıl beraber yaşadığım ve şuanda hakimlik-savcılık stajı yapan ev arkadaşım Ali Hayadar'a bir tişört boyamak istedim. o sırada henüz sınava girmemişti ve kendi kendini soktuğu kampta sınava hazırlanıyordu. Bir an onun içinde bulunduğu durumu tasavvur ettim kendimce ve başladım boyamaya... İşte bu ilhamın sonucu olarak ortaya bu çalışmam çıktı. çalışmadaki her bir öğe ve yazı bir anlam ifade ettiği gibi birebir de arkadaşı temsil ediyor. Anında kargolayarak sınav sürecinde bir ara gazı vermiş olduk arkadaşa:)o sıra fotoğraf makinem olmadığından webcam ile çektiğim için görüntü çok net değil tabi.



29 Mart 2011 Salı

İlk Çalışma

Her ne kadar ilk diye başlık attıysam da aslında yaptığım ilk çalışma bu değildi. Orta okulda iş eğitimi dersinde binbir uğraşla yaptığım bir çalışma olduğunu hatırlıyorum hayal meyal. Belki de o çalışma sayesinde kumaş boyamaya merak saldım. Tabi o zaman fotoğraf çeken telefonlar olmadığı gibi dijital fotoğraf makinesi de yaygın değildi, dolayısıyla çekilmiş bir fotoğrafı olmadığından gösterebileceğim ilk çalışmam. Ama kalıpsız ve bantsız olarak serbest elle yapılmış ilk çalışmam olduğunu söyleyebilirim. Tişörtün arkasını forma tarzında yapmıştım, bombeli yazıyla isim ve altına forma numarası. Ama o fotoğrafları bulamadım Şimdi baktığım da her ne kadar çok amatör ve hatta biraz yamuk:) olsa da ne de olsa ilk...